could ve couldn t konu anlatımı

Preply eğitmeni Contact Adelaide A. Bugün can ve could yardımcı fiillerinin kullanımından bahsedelim. İngilizcede bir şey yapma becerisi veya ihtimalinden bahsedebilmenin ne kadar önemli olduğunu hepimiz biliyoruz. Can ve could; bir beceri, yetki, talep, teklif veya fırsat ifade eden yardımcı fiillerdir. Questions in English are usually formed by either inverting the verb and subject, or by adding an auxiliary verb before the subject (and putting the main verb in bare infinitive form). This form is normally followed whether we use question words or not. However, question words can replace either an object or a subject in sentences – and when 1-Geçmiş zaman. (Past tense of can) “Can” -e bilmek, yapabilmek anlamındaki can kelimesinin geçmiş zaman hali olarak could kullanılır. Could konu anlatımı içinde farklı anlamlar için aşağıdaki metinleri inceleyebilirsiniz. Ali could swim when he was five years old. Picasso could draw before he could speak. He could’t answer Can / Can't Konu Anlatımı – İngilizceDilB. Can / can’t – worksheets, pdf exercises, printable handouts, grammar lessosn. Elementary and lower intermediate level esl. Can cant 4 sınıf pdf test papers Can / Can't Konu Anlatımı – İngilizceDilB. 3 Türkçe’de mi ve değil mi ile biten sorular İngilizce’de yardımcı eylem ve kip liklerle yapılır (örn, be, do, have, can, could, will vb.) Bu tür tümceleri dolaylı anlatıma çevirirken anımsanacak en önemli olgu, kipliklerin düz tümcedeki yerine kaydırılması ve He asked if gibi bir giriş tümcesi kullanılmasıdır. Site De Rencontre France Gratuit Sans Inscription. İçeriğe atla Bu dersimizde could couldn’t konusunu inceleyeceğiz. Could pek çok farklı anlamda kullanılmaktadır. Kullanım alanlarını 4 ana başlıkta inceleyebiliriz. Geçmiş zamanda yeterlilik belirtmek amacı ile kullanılır. Şimdiki zaman yeterlilik cümlelerinde ”can” kalıbı kullanılırken, geçmiş zamandaki yeterlilikler için ”could” kullanılır. Örnek Could Cümleleri I could play guitar when I was a child. / Çocukken gitar couldn’t read a book rapidly in the past. / O geçmişte hızlıca kitap okuyamazdıWhen I was at university, I could swim more than 1 hour. / Üniversitede iken bir saatten fazla yüzebilirdim. 2. Daha ciddi, resmi bir ortamda rica ve taleplerde could kullanılır. Could I open the window ? / Camı açabilir miyim ? Could you please help me ? / Bana yardımcı olabilir misiniz ?Could you leave the door open ? Kapıyı açık bırakır mısınız ? 3. Could kalıbı aynı zamanda olasılık anlamında kullanılır. Couldn’t ise imkansız, olasılığın düşüklüğü anlamını belirtir. I could be ill. I feel tired. / Hastalanıyor olabilirim, yorgun could be at the school. / Okulda couldn’t be broken. / Kırılmamıştır. 4. Öneri ve tavsiye verirken could kalıbı kullanılır. I could give you a ride to the hospital. / Hastaneye seni bırakabilirim. She could stay with us. / Bizimle kalabilir. Could; geçmişte belli bir süre devam eden yeteneği anlatmada could play football.Roy futbol oynayabildi.I could read a book when I was five.Beş yaşımda iken kitap okuyabildim.Suna could speak six languages when she was seven.Suna yedi yaşındayken altı dil konuşabildi.They could go to school when they were five.Beş yaşlarındayken okula gidebildiler.I could play billiards when I was young.Gençken bilardo oynayabildim.We could play football when we were twelve.Oniki yaşımızdayken futbol oynayabildik.Geçmişteki yeteneğin zamanı bildirilirken when ile başlayan yan cümlecikten bütün öznelerle kullanılır. Fiil yalın haldedir. Could ile not birlikte couldn’t şeklinde yazılır. Belirtilen eylemin geçmişte yapılabilme yeteneğinin olmadığını couldn’t brush my teeth when I was four.Dört yaşımdayken dişlerimi fırçalayamadım.My cat couldn’t catch a mouse when it was a baby.Kedim bebek iken fare yakalayamadı.Bobo couldn’t play the piano when he was a student.Bobo öğrenciyken piyano çalamadı.You couldn’t buy a lorry last year.Geçen yıl bir kamyon satın alamadın.Speedy couldn’t run when it was ill.Speedy hasta iken koşamadı.Cümle could ile başlıyorsa, soru halindedir. + olumlu, - işareti olumsuz cevap verileceğini you finish the exam? +Sınavı bitirebildin mi?Yes, I could finish the exam.Evet, sınavı bitirebildim.Could you swim when you were six? +Altı yaşındayken yüzebildin mi?Yes, I could swim when I was six.Evet, altı yaşımdayken yüzebildim.Could you build a sand castle? -Kumdan bir kale yapabildin mi?No, I couldn’t build a sand castle.Hayır, kumdan bir kale yapamadım. Bu metnin her türlü yayın hakkı A. Hikmet İnce ve aittir. Hiçbir şekilde alıntı yapılamaz ve başka bir yayında kullanılamaz. Aksi davranışta bulunanlar hakkında, hukuk büromuz her türlü yasal işlemi uygulayacaktır. Üçüncü kişilere duyurulur ... Bu İngilizce konu anlatımı 37,986 kez hasan t. 29 Mart 2017 1438keyifli 11-A A. 15 Mart 2017 0929bahar cok begendi ferdi 12 Mart 2017 2129süper ya emir a. 15 Mayıs 2016 1344gercekten guzeldi ama hep yas var daha degisikncumleler olabilirdi zeynep 2 Nisan 2016 1625çok faydalı oldu teşekkürler Merve 15 Mart 2016 1721Çok güzel Damla 23 Şubat 2016 1600Çok güzel çok yardımcı oldunuz teşekkür ederim Gaye 22 Şubat 2016 1824Süper Galip 22 Şubat 2016 1823Ellerinize sağlık emre 12 Ocak 2016 1951guzel aywas 5 Ocak 2016 2020gerçekten çok güzel olmuş ellerinize sağlık bozkurt 30 Aralık 2015 1826Çok güzel daha değişik cümleler de olabilirdi emly r. 16 Aralık 2015 2140gerçekten emege saygı taner 7 Mayıs 2015 1514gerçekten süper ercan g. 5 Mayıs 2015 2019çok iyi miraç b. 3 Mayıs 2015 1411Çok güzel fenerbahçe 1 Mayıs 2015 1511Gerçekten şahane seda p. 22 Nisan 2015 1354güzel we 16 Nisan 2015 2153güzel esra ç. 5 Nisan 2015 2125gerçekten işime yaradı teşekkürler bence iyi bir teşekürü hak etmektedir. Ali B. 23 Mart 2015 1752gerçekten güzel bilgi emeğe saygı Konu anlatımı İngilizce konu anlatımı Türkçe anlamlarıyla birlikte, örnek cümleler ile anlatılmaktadır. Yukarı Çık İngilizcede “Could” kip belirteci, geçmiş zamanda “can” kip belirtecinin yerine kullanılır. “Can” şimdiki zamandaki yeteneği anlatırken, “Could” geçmiş zamandaki bir yeteneği ifade eder. “Can” kip belirteci gibi, bu kip belirteci de ricada bulunma, izin isteme/verme, birine yardım önerme ve tavsiyede bulunma gibi anlamlar taşır ve daha kibar bir kullanımdır. Bu kip belirteci, koşul iç tümceciklerinde Tip 2 Type 2 de sıklıkla yer alan bir yapıdır ve “conditional auxiliary” olarak da anılır. Ayrıca bu tümceciklerle devrik kullanımı inverted de mevcuttur. Olumlu, olumsuz ve soru halde kullanılabilen bu yapıdan sonra eylemin yalın hali bare infinitive getirilmektedir. Etken Active cümlede özneden sonra, eylemden önce yer alır. Edilgen cümlede ise “be+past participle” yapısıyla kullanılır. Örnek Cümle He could swim faster than his brother. Örnek Cümle Çeviri Erkek kardeşinden daha hızlı yüzebiliyordu. Örnek Cümle He tried; but he couldn’t solve the equation. Örnek Cümle Çeviri Denedi; ancak denklemi çözemedi. Örnek Cümle Could you give me another chance? Örnek Cümle Çeviri Bana bir şans daha verebilir misiniz? Örnek Cümle The world would be a safer place if we could stop the violence against women and children. Örnek Cümle Çeviri Çocuklara ve kadınlara karşı şiddeti durdurabilsek, dünya daha iyi güvenli bir yer olurdu. Örnek Cümle a “I can help you with the housework.”- Direct Speech/can Örnek Cümle Çeviri a “Ev işinde sana yardım edebilirim..”- Dolaysız Anlatım/canÖrnek Cümle b He said that he could help me with the housework. - Indirect Speech/could Doğrudan Anlatım da “can” yapısı bulunan cümle, dolaylı anlatımda “could” yapısı ile ifade edilir. Örnek Cümle Çeviri b Ev işinde bana yardım edebileceğini söyledi. Dolaylı Anlatım/couldÖrnek Cümle Could he find the cure for the disease, it would be a miracle. Koşul iç tümceciklerinde, “could” yapısı devrik inverted olarak da kurulabilir. Örnek Cümle Çeviri Hastalığa tedavi bulsa, bu bir mucize olur. Örnek Cümle a Julianna could dive when she was eight. Örnek Cümle Çeviri a Julianna, sekiz yaşındayken dalabiliyordu. Örnek Cümle b Julianna was able to swim to the shore before she got hit by the boat. Örnek cümle çeviri b Tekne çarpmadan önce Julianna kıyıya yüzebildi. Not Örnek cümle a’ da “could” yapısı Julianna’nın geçmişteki yüzme yeteneğini belirtmektedir. Ancak örnek cümle b’ de “was able to” yapısı; “able” yapısının bir yeteneği belirtmesine rağmen; bir işi zamanında yetiştirebildiği anlamını taşımaktadır. Konuyla ilgili ücretsiz PDF dosyasını indirmek için buraya tıklaman yeterli. 🙂 Geçmişte yaşanan bir olayla ilgili yorum yaparken “past tense modals” denilen bir yapı kullanılır. Bu yapı, “Gitmiş olabilir.”, “Daha iyi hazırlanmalıydım.” veya “Seni arardım ama fırsat bulamadım.” gibi cümleler kurmana yardımcı olur. Peki bu cümleleri nasıl kurabilirsin? Bunun için might, must, would, could, should gibi modal verbleri geçmiş zamanda kullanmalısın. Bu yazıda tüm bu modal verblere değil, would, could ve should modal verblerine odaklanacağız. Paste tense modals için would, could veya should kelimelerinden doğru olanı tercih edip arkasından “have” getirmelisin. Kısaca, “would have”, “could have” ve “should have” kullanmalısın. Eğer would, could ve should kelimeleri ile ilgili bir hatırlatmaya ihtiyaç duyuyorsan, geçmişte bu kelimeleri ve aralarındaki farkları anlattığım bir video yayınladım. Buraya tıklayarak o videoya ulaşabilirsin. Would, could ve should kelimelerini tazeledikten sonra, would have, should have ve could have yapılarını da kolayca anlayıp kullanabilirsin. Have kelimesinin işlevi Have kelimesi, present perfect tense’te olduğu gibi would, could ve should kelimelerine geçmiş zaman anlamı katar. Mesela; I would have called you, but I didn’t have arardım ama vaktim olmadı. I would have called you. – Seni arardım. anlamına gelir. I could have won the race, but my foot was kazanabilirdim ama ayağım acıyordu. I could have won the race. – “Yarışı kazanabilirdim” anlamına gelir. I should have studied çok çalışmalıydım. Bu cümle yapılarında would have, could have ve should haveden sonra fiilin 3. hali gelir. Şimdi 3 kullanıma yakından bakalım. Sonra hepsini birleştirerek bir alıştırma yapacağız. “Would Have” Yapısı “Would have” yapısı ile başlayalım. Bu yapının çok önemli iki işlevi var. İlki, geçmişte gerçekleşmemiş bir olayın yarattığı hayali sonuçları belirtmek. Bunu if conditionals konusundaki “third conditional” olarak da biliyor olabilirsin. Bu yapıda, geçmişte bir şart belirtip o şartın gerçekleşmesi halinde muhtemel bir sonuç belirtiyorduk. Örnek üzerinden daha iyi gösterebilirim. Mesela; If I had studied a lot, I would have passed the çalışsaydım sınavı geçerdim. Burada geçmişte gerçekleşmemiş bir olayla başlıyoruz. “Çok çalışsaydım.” ve bu gerçekleşmemiş olayın yarattığı hayali sonucu belirtiyoruz. I would have passed the test – Sınavı geçerdim. İşte would have yapısının ilk önemli kullanımı bu. If I had left the meeting early, I wouldn’t have been late to the toplantıdan erken çıksaydım, partiye geç kalmazdım. Yine burada hayali bir durumun sonucundan bahsetmiş oluyorum ve bunun için would have yapısını kullandım. I wouldn’t have been so tired if I had slept uyumuş olsaydım o kadar yorgun olmazdım. Yine burada gerçekleşmemiş bir durumun hayali sonucunu belirtiyorum. Bir örneğe daha bakalım; If she had called me, I would have arasaydı bilirdim. Yine gerçekte olmamış bir durumun yaratabileceği sonucu belirtmek için would have ve fiilin 3. halini kullandım. Would have yapısının sık kullanıldığı önemli bir durum daha var. Eğer geçmişte yapmak istediğin ama yapmadığın bir durum varsa bunu yine would have ile belirtebilirsin. Mesela; “Seni arardım ama telefonum bozuktu.” gibi bir cümleyi would have kullanarak kurabilirsin. I would have called you but my phone was broken. I would have called you. burada Seni arardım. demek. Jane would have passed the test, but she was sınavı geçerdi ama hastaydı. Burada Jane’in yapabileceği bir ama yapamadığı bir durumdan bahsederken would have kullandım. Jane would have passed the test – Jane sınavı geçerdi. demek. I would have come earlier, but there was erken gelirdim ama trafik vardı. Burada “I would have come earlier.” “Daha erken gelirdim.” demek. He would have taken me to the airport but his car was in havaalanına götürürdü ama arabası tamirdeydi. Burada da yine “He would have taken me to the airport.”, “Beni havaalanına götürürdü.” demek. “Could Have” Yapısı Dönelim could have yapısına. Could have yapısı birkaç önemli durumda kullanılır. Bu yapı ilk olarak geçmişte bir şeyin mümkün olduğunu ya da bir şey yapma fırsatın olduğunu ama yapmadığını belirtir. Mesela; I could have studied more, but I didn’t want çok ders çalışabilirdim ama canım istemedi. I could have studied more. – “Daha çok çalışabilirdim” anlamına gelir. Burada geçmişte çalışmanın mümkün olduğunu ama çalışmadığını belirmiş oluyorsun. He could have called you but he arayabilirdi ama unuttu. Yine burada da “He could have called you.”, “Seni arayabilirdi.” demek. Called, call fiilinin My 10th birthday could have been my best birthday, but it doğum günüm en iyi doğum günüm olabilirdi ama yağmur yağdı. Yine burada geçmişte mümkün olan ama gerçekleşmeyen bir şeyi belirtmiş oluyorum. “Been” burada “be” yani “olmak” fiilinin Could have yapısının ikinci önemli kullanımına bakalım. Bu yapı geçmişte olan bir olayla ilgili bir tahminde bulunmak için de kullanılır. Mesela “Uyuyakalmış olabilir.” veya “Unutmuş olabilir.” gibi cümleleri yine could have yapısı ile kurarız. He isn’t here right now. He could have fallen anda burada değil. Uyuyakalmış olabilir. Burada geçmişte yaşanmış olduğunu düşündüğüm bir şeyle ilgili tahminde bulunuyorum. Jane isn’t here. She could have forgotten that we have a meeting burada değil. Bugün toplantımız olduğunu unutmuş olabilir. Yine “could have” bu kullanımda geçmişle ilgili bir tahminde bulunmama yardımcı oluyor. Bir örneğe daha bakalım; Something could have şey olmuş olabilir. Could have yapısıyla ilgili bilmen gereken son önemli nokta, olumsuz yapıyı olumsuz olarak kullandığında, geçmişte bir olayın, istesen bile, mümkün olmadığını belirtmiş olursun. Bunu bir örnek üzerinden daha iyi gösterebilirim. Mesela; He couldn’t have taken your almış olamaz. Could have taken yerine “couldn’t have taken” dediğin zaman, cümle olumsuz olur ve geçmişte bir şeyin mümkün olmadığını belirmiş olursun. She couldn’t have known what to yapacağını bilemezdi. Known burada know fiilinin ve cümle geçmişte mümkün olmayan bir şeyi belirtiyor. The meeting couldn’t have been iptal edilmiş olamaz. There was a traffic jam. I couldn’t have arrived sıkışıklığı vardı. Daha erken gelemezdim. “Should Have” Yapısı Son olarak “should have” yapısına bakalım. Bu çok sık kullanılan ve günlük hayatta da sık kullanma ihtiyacı hissedeceğin bir yapı. 2 önemli kullanımı var. İlk kullanımda should have, geçmişte bir şeyin yapılmasının iyi bir fikir olacağını belirtir. Bunu, geçmişle ilgili bir tavsiye vermek gibi düşünebilirsin. Örneğin; I should have gone to the gitmeliydim. Burada, geçmişte yapmış olmayı istediğim bir şey belirtiyorum. I should have studied çok çalışmalıydım. He should have come erken gelmeliydi. The homework should have been daha kolay olmalıydı. Bu yapı ile olumsuz cümle de kurabilirsin. Bu durumda geçmişte yaptığın bir şeyin iyi bir fikir olmadığını ama yine de yaptığını belirmiş olursun. I shouldn’t have called you seni aramamalıydım. He shouldn’t have been late. His customer is angry kalmamalıydı. Müşteri şimdi sinirli. The lesson shouldn’t have ended erken bitmemeliydi. Should have yapısının çok önemli bir kullanımı daha var. Bu yapı, her şeyin planlandığı gibi gittiği durumlarda olması gereken bir şeyi belirtmek için de kullanılır. Diyelim havaalanındayız ve arkadaşımızı bekliyoruz. Uçağı saat inecek. Saatime baktım ve saatin olduğunu gördüm. Bu durumda şöyle diyebilirim The plane should have landed by şu anda inmiş olmalı. Bu da çok yaygın bir kullanım ve genele “by now” ifadesi ile kullanılır. The meeting should have started by başlamış olmalı. Burada, normal şartlar altında toplantının şu anda başlamış olması gerektiğini belirtiyorum. John should have finished the exam by şu anda sınavı bitirmiş olmalı. Bu cümlede de normal şartlar altında John’un sınavını şu anda bitirmiş olması gerektiğini belirtiyorum. The car should have been fixed by şu anda tamir edilmiş olmalı. Yine burada, normal şartlar altında arabanın şu anda tamir edilmiş durumda olması gerektiğini belirtiyorum. ÖZET Şimdi çabucak her şeyi özetleyelim ve sonra kısa bir alıştırma yapalım. Would have yapısı iki şekilde kullanılır. İlki, third conditional olarak bilinen, geçmişte gerçekleşmemiş bir olayın yarattığı hayali sonuçları belirtmek. If I had time, I would have olsaydı, çalışırdım. Burada belli bir şartın gerçekleşmesi durumunda hayali bir sonuç belirttim. İkinci kullanımda ise would have, geçmişte yapmak istediğin ama bir sebepten yapmadığın durumları belirtmek için kullanılır. Mesela; I would have studied, but I was ama hastaydım. Burada da çalışmak istediğimi ama hasta olduğum için yapmadığımı belirtiyorum. Could have ile birlikte fiilin kullandığında, geçmişte bir şeyin mümkün olduğunu veya yapma fırsatının olduğunu ama yapmadığını belirtir. Mesela; I could have studied more, but I didn’ çok ders çalışabilirdim ama yapmadım. I could have studied more. – Daha çok çalışabilirdim. demek. Could have, geçmişte bir olayla ilgili tahminde bulunmak için de kullanılır. He could have studied çok ders çalışabilirdi. Bu yapıyı olumsuz olarak da kullanabilirsin. Bu durumda geçmişte bir olayın mümkün olmadığını belirtmiş olursun. Örneğin; He couldn’t have studied fazla ders çalışamazdı. Son olarak should have kullanımına baktık. Bu özellikle çok yaygın bir yapı. İlk kullanımda geçmişte bir şeyin yapılmasının iyi bir fikir olacağını belirtir. Kısaca, geçmişte yaşanan bir şeyle ilgili bir tavsiye vermiş olursun. He should have studied çok ders çalışmalıydı. Should have’i normal şartlarda gerçekleşmesi gereken bir şeyi belirtmek için de kullanabilirsin. Mesela; The exam starts in 15 minutes. He should have studied by 15 dakika içinde başlıyor. Bu noktada ders çalışmış olmalı. TELAFFUZ PÜF NOKTASI Devam etmeden önce, telaffuzla ilgili de önemli bir noktaya değinmek istiyorum. Özellikle ana dili İngilizce olan insanlar bu yapıları kısaltarak telaffuz edebiliyorlar. Mesela; “I should have called you.” gibi bir cümle sıkça “I should’ve called you.” şeklinde söylenir. Should’ve burada should have anlamına gelir. veya “He would have called.” yerine “He would’ve called.” diyebilirsin Benzer şekilde “I could have been there.” gibi bir cümlenin sıkça “I could’ve been there.” şeklinde telaffuz edildiğini duyabilirsin. Hatta bazı ekstrem durumlarda v sesinin de yutulduğunu görebilirsin. Mesela; “I would’ve called you.” yerine “I woulda called you.” duyabilirsin veya “I shouldn’t have called you.” yerine “I shouldn’ta called you.” duyabilirsin. Böyle kısaltmaları duyduğunda ilk başta korkup anlayamayacağını hissedebilirsin veya neden bu kadar yutulduğunu merak etmiş olabilirsin. Bir tüyo olarak şunu söylemek istiyorum. Eğer bir yapı çok yutuluyorsa veya oldukça vurgusuz telaffuz ediyorsa, bunun sebebi genelde konunun gidişatı ve gramer yapısı olarak başka bir alternatifinin olmaması oluyor. Mesela, “I shouldn’t have called you.” cümlesine tekrar bakalım. Bu cümleyi “I shouldn’ta called you.” olarak söylendiğini düşünelim. Bu ekstrem kısaltmaya rağmen aslında burada ne söylendiği çok belli. Bunu dinlediğinde iki farklı şekilde anlayabilirsin. I shouldn’t of called you. anlayabilirsin. Bu gramer olarak komple yanlış ve mümkün olmayan bir yapı Shouldn’ta dendiğinde bunu sadece shouldn’t olarak algılayabilirsin. Ancak bu da mümkün değil çünkü “should” modal verbı “have” ile kullanılmadığında arkasından fiilinin gelemez. “I shouldn’t called you.” da gramer olarak hatalı. Bu ancak “I shouldn’t call you.” olabilir. Tüm bu olasılıkları elediğinde geriye sadece “I shoulnd’t have called you.” cümlesi kalıyor ve söylenenin bu olduğuna emin olabiliyorsun. Uzun süredir İngilizce konuşan kişiler bunu içsel olarak bildikleri için de böyle yapıları oldukça vurgusuz ve kısaltarak söyleybileceklerini ve buna rağmen anlaşılacaklarını biliyorlar. O yüzden, gelecekte anlaması zor telaffuzlar ve yutulmalarla karşılaştığında korkma. Muhtemelen cümleyi tamamen farklı duysan bile, konu ve gramer olarak duydukların oraya asla uyamayacağı için öyle bir kısaltma var . Bunu farkettiğinde bütün yutulmaları daha rahat anlayabilmeye başlayacaksın 🙂 Ek Örnekler We are getting late. We shouldn’t have sat that kalıyoruz. O kadar uzun oturmamalıydık. The weather couldn’t have been soğuktu. Hava daha kötü olamazdı. I’m very hungry. I should have eaten before I came here. Çok açım. Gelmeden önce bir şeyler yemeliydim. We should have joined you, but we had something important that we needed to do that katılırdık ama o gün yapmamız gereken bir işimiz vardı. Jane could have called you, but she didn’t know your seni arabilirdi ama numaranı bilmiyordu. I hate this book. I shouldn’t have bought kitaptan nefret ediyorum. Onu satın almamalıydım. Evet, harikasın. Artık would have, should have ve could have konularına hakimsin ve sen de böyle cümleler kurabilirsin. Okuduğun için teşekkür ederim ve görüşürüz 🙂 Could geçmiş zaman için kullanılmaz. Rica, öneri, izin’ gibi anlamlarda geniş, şimdiki ve gelecek zamanda da kullanılır. 1. Rica, izin Could I speak to the manager, please? Müdürle konuşabilir miyim lütfen? 2. Olasılık You could be right, I suppose. Bence haklı olabilirsin. The discovery of the drug could be an important step in our fight against cancer. İlacın bulunması, kanserle mücadelemizde önemli bir adım olabilir. 3. Öneri We could go for a drink after work tomorrow, if you like. İstersen yarın işten sonra iki tek atmaya gidebiliriz. 4. Geçmişte yetenek Bu kullanım, geçmişte geniş bir zaman diliminde geçerli olan genel yetenekler’ için kullanılır My father could speak four languages. Babam dört dil konuşabiliyordu. When I was younger, I could stay up all night and not get tired, but I can’t do it now. Gençken bütün gece uyumaz ve de hiç yorulmazdım, ama artık öyle yapamıyorum. Ancak geçmişte tek bir durumdan söz edilen olumlu cümlelerde could yerine was/were able to, managed to ya da succeeded in kullanılır. Olumsuz cümlelerde, her iki anlamda da couldn’t kullanılabilir The car’s brakes failed and the driver managed to avoid ploughing into a group of children at the bottom of the hill. Arabanın frenleri patladı ve sürücü, yokuşun aşağısındaki çocukları ezmekten son anda kurtuldu. I managed to get 20 % off the price. Fiyatı % 20 indirtebildim/% 20 indirimli alabildim. Well done, Richard, with a single remark you succeeded in offending just about everybody in the room! Bravo Richard, tek bir sözle odadaki hemen herkesi gücendirmeyi başardın! Bu kural, see, hear, taste, feel, smell, understand, remember, guess fiillerinde geçerli değildir. Yani bu fiiller, could ile her iki anlamda da kullanılabilirler I could understand everything the boss said. Patronun dediği her şeyi anlayabildim. 5. Dolaylı anlatımda reported speech can yerine He says he can drive. = He said he could drive. Araba kullanabildiğini söylüyor. = Araba kullanabildiğini söyledi. 6. Geçmişte gerçekleşmemiş ya da mümkün olamayan durumları anlatırken could have+past participle kullanılır The supermarket was closed yesterday. I couldn’t have bought milk. Süpermarket dün kapalıydı. Süt alamazdım./Süt almam olanaksızdı. Patrick was sick all last week. He couldn’t have come to class. Patrick geçtiğimiz hafta boyunca hastaydı. Derse gelemezdi. Bu yapı, kişileri bir şey yapmadıkları için eleştirmekte de kullanılır You could have helped me__why did you just sit and watch? Bana yardım edebilirdin__niye sadece oturup seyrettin? Ayrıca, olmayacağını baştan kabullendiğimiz durumlarda da kullanılır I couldn’t have won, so I didn’t go in for the flower-arranging competition. Kazanamazdım, bu yüzden de çiçek düzenleme yarışmasına katılmadım.

could ve couldn t konu anlatımı